MİNİK ARI MERT

Slayt 1
MİNİK ARI MERT

23 Şubat 2015 Pazartesi

ÇİFTE DOĞUM GÜNÜ

Şubat ayı doğum günü ayımız... Mert 6 Şubat, Özgür 21 Şubat'ta doğunca bundan sonra doğum günlerini birlikte kutlamaya razı olacaklar gibi görünüyor. Aslında bir önceki haftayı seçip arada bir tarihte buluşalım demiştik ama meğerse 14 Şubat Sevgililer Günü'nde bütün mekanlar sevgililere ait oluyormuş. Kar yağışı da sağolsun tam zamanında hız kesince rahat bir nefes aldık.


Bu sene Mert 5 yaşına girdi, dolayısıyla doğum günü partisi de arkadaşlarının katılımıyla ve oyunlarla daha güzel ve renkli geçti. Evden çıktık ve evimize yakın bir kafede partimizi organize ettik. Böylece hem çocuklar gönüllerince eğlendiler hem de biz rahat ettik.



Partimizin konsepti hem Mert'in hem de 2 yaşına basmasına rağmen hala 1 yaşında olduğunda ısrarcı olan Özgür'ün çok sevdiği Jake and The Neverland Pirates çizgi filmiydi. Arkadaşlarımız için küçük korsan hediyeleri hazırladık. 





Animatör abimiz çocuklara oyunlar oynattı. Herhalde başka bir doğum gününde böyle eziyet çekmemiştir ama yine de güzel idare etti. Özgür pek oyunlara katılmadı. Mert sürekli onu da gruba katmaya çalıştı. Ama o daha çok kafenin dışında, buz gibi havada sokaklarda gezmeyi tercih etti. Mert'in eski okulundan arkadaşları, süt kardeşi Rüzgar ve arkadaşlarımızın çocuklarının da katıldığı parti tam bir curcunaydı.



Bugünü bizimle paylaşan herkese çok teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız...

18 Ağustos 2014 Pazartesi

MERT'İN KAPİTALİZMLE İMTİHANI



Hafta sonu her zamanki gibi yüzme dersine gittik. Kuru başarıyla tamamlayarak bir üst kura geçen Mert ile çıkışta 35 derece sıcakta tek gidilebilecek yer olan AVM'lerden Zorlu'ya doğru yola çıktık. Şu sıralar her daim "o neden öyle" "bu neden böyle" "dünya nasıl oluştu" "dalgalar neden sahilde kırılır" gibi ahiret soruları soran Mert AVM girişinde bagajların kontrol edildiği noktada yine iş başındaydı:

- Anne bagajları niçin kontrol ediyorlar?
- Bazı arabalar tüple çalışıyor, onları otoparka almıyorlar. Çünkü tüpler kapalı alanda patlayabilir.
- Niye bazı arabalarda tüp var?
- Benzinden daha ucuz olduğu için bazı arabalara tüp koyuyorlar.
- Aaa, yoksulları alışveriş merkezlerine almıyorlar mı anne?
- !!!!
- Ben ileride patlamayan tüp icad edicem. Böylece yoksullar da alışveriş merkezlerine girebilecek.
- !!!

Böylece Mert tarihsel materyalizme doğal bir giriş yaptı.

7 Temmuz 2014 Pazartesi

İLK YÜZME DERSLERİ




Mert'i ne zamandır yüzme kursuna göndermek istiyorduk. Bunun nedeni hem deniz kenarında  (iki çocukla Mert'i bir an gözden kaçırmak mümkün) hem arada çıktığımız tekne gezilerinde rahat etmek. Zaten havuzda küçük çocukların boğulma vakalarından sonra bu konuda ebeveynlerde bir ilgi var.

Bunun araştırmalarına aslında Mayıs ayında başlamıştım. Aklıma ilk gelenler ENKA, TSYD ve Darüşşafaka oldu. Hepsi de en küçük 2008 doğumluları alıyordu. Okulun haftada bir götürdüğü bir kurs vardı ama orada da ne derece bağımsız yüzme becerilerini geliştirdikleri şüpheliydi. Çünkü çocukları direkt kollukla yüzdürüyorlardı.

Bir arkadaşımızın oğlunu Aqua Tots'a yazdırdığını öğrendik. Aslında burayı duymuştum ama daha çok bebekler için bir yer olarak düşünmüştüm. Deneme dersine gittik. Bebeklerin yanında Mert kadar çocuklar da vardı. Bir kısmı bağımsız yüzmeye başlamışlardı. Hoşumuza gitti. Bayram tatilinden önce haftada 3 gün hızlandırılmış kurs olarak Mert'i başlattık. İlk iki ders harika geçti. Mert çok mutluydu. Hatta bir gece öncesinden heyecan doruk yapmıştı. İlk derste iki kişi bir öğretmenle çalıştılar. Daha çok köpükler kullanılıyordu. Suya batmaktan çekinen Mert havuza atladı ve kafasının suya girmesinden hiç rahatsız olmadı. İlk derste havuzdaki diğer insanları seyretmekten kendi öğretmenine bakmakta zorlandı. Ama bu durum da geçecek umarım...

İKİ ÇOCUKLU TATİL


Aslında ilk iki çocuklu tatilimiz geçen yaz olmuştu. Ama o zaman yanımızda halalar, kuzenler derken çocuklarla ilgilenen pek çok kişi vardı. Üstelik Özgür henüz 5-6 aylıktı, yani birşey tutturmuyordu, gözü açılmamıştı. Ama bu defa öyle olmadı. Bakıcımızla birlikte ailece tatile çıktık...

"Bakıcı olunca kolay, ne var ki" diyenleri duyar gibiyim. Biraz öyle ama çocukların tatilde anneyi bulmuşken ondan başkasını kabul etmemeleri gerçeği de ortada. Aynen böyle oldu. Mert zaten anneyi hem oyun arkadaşı hem anne olarak görüyor, Özgür de aynı şekilde bana yapıştı. Bir de Özgür'ün pütürlü yememe, hatta aşina olmadığı tattaki şeyleri yememe sorunu da olunca biraz zorlandık. 

En çok zorlandığımız kısım havaalanı kısmı oldu. Havalanlarındaki sürekli aramalar özellikle çocuklu aileler için eziyet. Her seferinde bebeği arabadan çıkart, arabayı aramaya koy, sonra bebeği geri oturtmaya çalış (ki asla kalkan bebek bir daha oturmuyor)... Bu arada diğer çocuğu yanında tutmaya çalış, kaçmasın, kayan bantlarla oynamasın... Bir yandan da valizlere göz kulak olmaya çalış. Neyse ki uçakta ikisi de uslu durdular da bir orada ecel terleri dökmedik.


Çocuklu ailelerin ilk tercihi herşey dahil bir otele gittik: Kıbrıs, Kaya Artemis. Haziran'da çocuklar için hava ve deniz sıcaklığının en ideal olduğu yer olarak Kıbrıs'ı seçtik. Gerçekten de hava mükemmeldi. Deniz sabahları serince, öğleden sonra da ideal sıcaklıktaydı. Ama Özgür'e bu bile soğuk geldi. Feryat figan denize girmeyi reddetti. Ama kumda çok güzel oynadılar. Özgür de ayaklarını sokup sokup çıkarttı. Kovayla üzerine su döktü. Mert'in ise en çok hoşuna giden aquapark kısmı oldu. Yine de hiçbir şeyi uzun süre tutturmayan oğlum burada da yarım saat 45 dakikadan fazla zaman geçirmedi.

Kaya Artemis'in kumsalı gerçekten harkaydı. Pürüzsüz, tertemiz bir kumu var. Çocuklar adına otelden çok çok memnun kaldık. En keyiflisi de gece çocukları uyutup anne-baba başbaşa birkaç saat kaçmak oldu.

17 Haziran 2014 Salı

ÖLÜMÜ ANLAMAK




Geçtiğimiz ay Reşat'ın amcası vefat etti. Bir ara aramızda konuşurken Mert bu olayı duydu. "Anne niçin öldü" diye sordu. "Çok yaşlıydı oğlum" dedik. Ve başladı bizimki sorgulamaya... "Dede ve dayı çok yaşlı değil, değil mi?" "Anne sen yaşlanmayacaksın değil mi? "Baba sen yaşlanma"... Ara ara aklına gelip bu soruları sıralamaya başladı Mert Bey. 

Bu arada akvaryumdaki elma salyangozlarımız öldü, onları da gördü. Sonunda Pazar günü şöyle dedi: "Anne sen yaşlanınca ben sana birşeyler vereceğim, ölmeyeceksin..." Bakalım neler verecek bana :)

YIL SONU GÖSTERİSİ GEREKLİ Mİ?


Hafta sonu Mert'in yıl sonu gösterisi vardı. Bu gösterilerin sadece velileri tatmin için yapıldığını düşünüyorum. Bu kadar küçük çocuklar adına hiç bir getirisi olmadığı gibi birçoğu için de oldukça kaygı verici ve zararlı olabiliyor. 

Mert ki dünyanın en az kaygılı ve en rahat çocuklarından bir tanesidir, o bile "anne gösteride kötü yaparsam üzülür müsün?" diye sordu bir önceki gece. "Yok yavrum, kötü yaparsan hiç önemli değil" dedim tabii ama ne kadar etkili oldu bilemiyorum. Gösteride de sahnede ağlayanlar, hatta sahneye çıkamayıp salonda oturup ağlayanlar vardı. Ağlayan bir kızı sahneden almamaları da hayret vericiydi. Zavallı dans müziği bitene kadar ağladı. Ben olsam dayanamayıp gider alırdım herhalde.

Madem bu kadar karşıyım neden mi izin veriyorum Mert'in katılmasına? Bütün arkadaşları oraya çıkarken onun kenarda kalmasını istemiyorum da ondan. Keşke bunun yerine okulda ailelerin katılımıyla daha samimi bir sunum ya da bir oyun düzenlenseydi. Eminim çocuklar daha mutlu olurdu...


4 Haziran 2014 Çarşamba

ÖZGÜR'ÜN 1 YAŞ DOĞUM GÜNÜ

22 Şubat Cumartesi günü Özgür'ün 1 yaş doğum gününü kutladık. Tarihe not olsun, Özgür ileride buradan okusun...


Maalesef bazı hevesler ilk çocukla geçiyormuş. Bir de geçtiğimiz yıl yaşanan acılardan sonra insan çocuğunu sevmeye utanırken böyle kapsamlı partiler pek bir saçma geliyor. Tabii ki en güzel şekilde doğum gününü organize ettik. Ama öyle konseptler, hediyeler gibi şeyler yapma hevesim de vaktim de olmadı. Üzerinde hayvancıklar olan 1 şeklinde pastamız, İstinye Park Parti Dünyası'ndan alınan süslerimiz vardı.


Özgür tüm 1 yaşındaki çocuklar gibi pek birşey anlamadı. Yeni yiyecekleri ağzına sürmediğinden pasta bile yemedi. Ama yeni oyuncakları ile ve misafirlerle oyalandı. Abisi bu organizasyon için daha heyecanlıydı. Spiderman kostümü ile hazır bulundu. Pastayı birlikte üflediler.

Pastamız çok güzeldi, yine Minicookies'in eseriydi.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...