MİNİK ARI MERT

Slayt 1
MİNİK ARI MERT

26 Kasım 2012 Pazartesi

DOKTOR MACERASI



Geçen hafta doktorlarla dolu bir hafta oldu bizim için. Haftalardır beklediğimiz nörolog randevumuz vardı. Hani çocuğumuzda dikkat eksikliği mi var, hiperaktif mi diye merak içinde olduğumuz duruma bir son verecek olan... Ama tam randevudan bir önceki gece öksürük krizi, nefes alma zorluğu ve ses kısıklığı ile karşılaşınca sabah soluğu hastanede aldık. Gece aramızda yaşadığımız "bu alerji" "yok alerji olur mu, bu grip" tartışmaları son buldu. Böylece larenjit denilen olayla da tanışmış olduk. En büyük çaresi buhar tedavisi ama bizimkinin bir yatakta oturup buhar almaya tahammülü yok... Neyse eve de bir nebulizatör aldık ve bir şekilde güç bela buhar tedavisi uyguladık. Hala öksürük tam geçmiş değil ama bu sabah ilk defa 5.30-6.00 gibi uyanmadık. Hepimizin birkaç günde buhardan gözenekleri açıldı maaşallah.

Gelelim nörologla görüşmemize... Mert muaynehanede şaşılacak derecede sakindi, ilk başlarda. Tabii bunda hasta, ateşli ve de uykudan bayılacak durumda olmasının da etkisi var. Ama doktora gözlem yapma şansı verdi veee sonuçta çocuğumuzun sadece takıntıları olduğunu öğrenmiş olduk. Takıntılar doğuştan gelen bir eğilimmiş ama yapılan şeyler onu tetiklermiş ve biz de yanlış bazı şeyler yapmışız. Neler mi?

- Mert harfleri sayıları seviyor diye onunla bu konularda oyun oynamak gibi. Biz sayıları öğretmedik, Pepee'den öğrendi. Harfleri de Fisherprice'ın oyuncağından... Hatta geçen sabah K harfine kadar tüm alfabeyi sırasıyla sayınca şok olduk ve korktuk. Bir de oturup harfleri yazmaya çalışıyor... O bunlara ilgi gösterdikçe konuyu dağıtıp çocuk oyunlarına yönlendirmemiz gerekiyormuş. Top, tamirat, evcilik, araba yarışı oynasınmış. Özellikle enerjisini atacak aktiviteler yapsınmış.

- Kitapları ezberliyor ve ben okurken katılmayı seviyor diye bazı yerlerde boşluklar verip onun gerisini getirmesini bekliyordum. Bu da yapılmamalıymış. Ben de artık o birşey söylemesin diye jet hızıyla kitap okuyorum. Gerçi bu sefer okuldaki şeyleri ezberleyip eve geliyor ama ona da yapacak birşey yok...

- Hiçbir şekilde birşeye kafayı taktığı zaman zorlamamak, konuyu değiştirp "gel seninle ... oynayalım"demek lazımmış. Biraz sinirlerimize hakim olmamız gerekecek. Hafta sonu ütü ile oynamak için yarım saat bağıran oğlumuza karşı çok anlayışlıydık mesela...

Herşey rağmen korkulacak birşey olmamasına sevindik. Takıntılardan kurtulmak çok kısa sürmeyecek ama artık ne yapmamız gerektiğini biliyoruz en azından. Mert artık okula da alıştı. Büyük zevkle gidiyor. Hatta "okula gidicem" diye tutturuyor. Demek ki ortada çözülmeyecek sorun yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...