MİNİK ARI MERT

Slayt 1
MİNİK ARI MERT

11 Haziran 2012 Pazartesi

BEBEK ŞENLİĞİ & PEPEE KONSERİ



Bu hafta sonumuz çok yoğun geçti. Her dakika bir programımız vardı, yetişmek için sürekli koşturduk. Cumartesi önce rutinimize uyarak Gymboree'ye gittik. Ama Mert biraz hayal kırıklığına uğredı çünkü her zamanki öğretmenleri Bahar Abla 3 haftalığına gitmişti. Yerine gelen abla da pek tatlıydı ama sanırım Bahar Ablası'nın yerini tutmadı. Derste sürekli "Buhar Abla, Buhar Abla" deyip durdu. "Oğlum Bahar Ablan annesiyle tatile gitmiş" cümlesini herhalde en az 25 defa kurdum. Evde de sürekli "Buhar abla annesiyle tatile gitti" demeye devam etti.



Oyundan sonra biraz bahçede vakit geçirdik ve sonra İstinye Park'a gittik. Amaç yemek yemekti ama Mert 1 haftadır çok çok zor yemek yiyor. O günde bu durum devam etti. Babasıyla beni sinir küpü haline getirdi. Öğlen uykusundan sonra da Bebek Şenliği'ne doğru yola çıktık.


Bebek Şenliği, malumunuz yenip içilip eğlenilen, bir de oradaki stantlarda alışveriş edilen bir yer. Ama tabii çocuklu aileler için geçerli değil bu. Biz Bebek Parkı'nda çocuk peşinde koşturarak geçirdik zamanımızı. Biralarımızı da çocuk parkında içtik... Ama Mert'in keyfi pek yerindeydi. Önce çok kalabalık geldi park. Sonra alıştı. Hatta kaydıraklarda gezinirken birkaç büyük çocuk bizimkine büyük adam gibi birşeyler anlatınca çok sevindi. 


Sonra geldik kum havuzuna. Burada belki 1 saat zaman geçirdi. Başkalarının kova ve küreklerinden faydalanarak, bazen de bizim boş bira bardaklarımızı kullanarak kumları doldurdu boşalttı. Birkaç kişinin üzerine kum attı. Sonunda da birisi onun başından aşağı kumları döktü. Anneannesine geldiğimizde saçları komple kum olmuştu. Eve kadar bekleyemedik, orada hemen duşa soktuk.




















Ve gelelim Pepee Konserine...

Yaklaşık 3 hafta önce biletlerini almıştım Pepee Konseri'nin. Yanlışlıkla da Mert'e konserden bahsetmiş bulundum. O gün bugündür hergün kapılarda "Pepeee kokee" "Pepee kokerine gidii" diye bekleşip duruyor. "Oğlum bugün değil daha bir hafta var", "Oğlum yarın değil, daha 3 kere uyuyup uyanmamız lazım" desem de anlamıyor doğal olarak. Hele Cuma-Cumartesi artık yaklaştığını anladığından heyecandan yerinde duramıyordu. Hatta aşırı heyecandan asabiyet de hat safhadaydı.

Beklenen Pazar günü geldi. Öğlen uykusundan sonra konsere gideceğini bildiği için Mert efendi saat 13.20'de uyumuştu bile. Uyanınca birşeyler yedik, üstünü değiştirdik ve yola koyulduk. İstikamet Cumartesi günü ile aynıydı. Anneannenin evine arabayı park et, taksiyle Kuruçeşme'ye git. Kuruçeşme Arena'ya gelince şok olduk. İnanılmaz bir kalabalık vardı. Oraya koydukları 3-5 oyun alanı hınca hınç doluydu. Mert hiç ilgi göstermedi.


Konsere daha 1 saat vardı. Bir şekilde vakit geçirmek durumunda olduğumuzdan bari kum boyama yapalım dedik. Kum boyama standında güzelce vakit geçirdik. Ama burada ebeveynlerdeki sorumsuzluğu belirtmeden geçemiyeceğim. İnsanlar yanlarında çocukları olunca herhalde "çocuğum var, diğer insanlara saygı göstermek zorunda değilim" diye düşünüyor. Başka çocukların önünden boyaları çekip kendi çocuğuna verenler mi ararsınız, kendi çocuğunun peşinde koşarken başka çocuklara çarpan (ve de özür dilemeyen) saygısızlar mı... Hepsi buradaydı. Bir şekilde sinirlerimize hakim olup boyama işini hallettik ve balonumuzu da alarak konser alanına geçtik.

Konser gerçekten çok güzeldi. Tahmin edileceği gibi Pepee kılığındaki bir karakterin çıkıp Pepee şarkıları söylemesiydi olay. Ama tüm çocuklar çılgınca eğlendiler. Şarkılarla konfetiler, balonlar havalarda uçuştu. Horon ve halay kısımlarında çıkan Anadolu Ateşi Kıvılcım ekibine hayran kaldım. Mert'in sevinçten nutku tutuldu. Konfetileri yakalamaya çalıştı. "Çişler tuvalete, kakalar tuvalete" (ki kendisi ilk bölümün final şarkısıydı) şarkısıyla anne-babalar koptu.

Oturmaz dediğim oğlum bütün konser boyunca uslu uslu oturdu. Ara kısmında ön ve arka sıralara gitmeye çalıştı, yerden topladığı konfetileri insanların üstüne attı ama genelde çok uyumluydu.



Konser bitip çıkışa ilerlediğimizde girerken gördüğümüz ama kalabalıktan binemediğimiz trene binmek istedi. Biletimizi alıp trene geldik ve ne görelim: Ufacık ve kağnı hızıyla giden trenin vagonlarında 3 çocuk 3 (kocaman) anne binmiş gezmeyi bekliyorlar. Hem de çocuklar 4-5 yaşlarında, yani tek başlarına binecek durumdalar... Bu kadınlara "bravo" diyerek sıramızı bekledik. Mert'i trene bindirdim ve çok keyif alarak güzel bir tur attı.



Dönüş yolu biraz meşekkatli oldu. Çünkü çıkışta taksi bulamayınca Ortaköy'e kadar yürümek zorunda kaldım. Üstelik Mert o kadar yorulmuştu ki kucağıma gelmek istedi. Bir elimde Pepee balonu, diğer elimde Mert'in kumla yaptığı Pepee resmi ve kucağımda da Mert ile pek acınacak durumdaydım herhalde. Ama o kadar güzel zaman geçirmiştik ki yorgunluk hissetmedim.




 Artık heyecanla bir sonraki Pepee Konseri'ni bekliyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...