MİNİK ARI MERT

Slayt 1
MİNİK ARI MERT

30 Kasım 2011 Çarşamba

KRİZ!



İlk sağlam ağlama krizimizi Pazartesi akşamı yaşadık. Bundan öncekiler ufak tefek şeylermiş meğerse. Mert, 2 gündür nezle. Tabii burun tıkalı olunca, bu ufaklıklar ağızdan nefes almayı da akıl edemediklerinden uyuyamıyorlar. Biraz da asabi oluyorlar. Saat 22.00 civarı Mert'te uykusuzluk tavan yapmıştı. Kendisini hazırladım, yatağına koydum. Tam yatmadan önce bir Otri Bebe operasyonu ile burnunu çekelim dedik. Maksat rahat uyusun. Ama yavaş yavaş huzursuzluk arttı. Önce babasının burnunu çekmesine sinirlendi, anne çeksin dedi. 

Anne de önce bir burun damlası yapalım deyince kriz başladı. Ağlıyor ama ne ağlamak. Bir de o sırada etrafta sarhoş sarhoş dolanırken parmağını çekmeceye sıkıştırdı... (Hangi ara o çekmece açıldı, parmak nasıl oraya girdi göremedim. Herşey ışık hızıyla oldu) İşte ağlama şiddeti o an tavan yaptı. Kıpkırmızı bir surat, bir yandan göz yaşları öte yandan sümükler fışkırıyor. Ağlama sesine dayanmak mümkün değil. Önce ben de kontrolümü kaybeder gibi oldum (çünkü bir taraftan da babasının "nooldu, niye ağlıyor, parmağını mı sıkıştırdı, kötü mü sıkıştırdı gibi sorularına cevap vermeye, en önemlisi Mert'in ağlama sesleri arasında soruları duymaya çalışıyorum) ama sonra bu durumlarda sakin olmak ve ağlamasına izin vermek gerektiğini hatırladım.


Bu halde bir 15 dakika kadar geçirdik. Ben saçma sapan konuşuyorum hiç durmadan. Belki konulardan birisi ilgisini çeker de susar diye. Neyse sonunda "aaa arıların uykusu gelmiş, hadi ninni söyleyelim" gibi aptal bir fikir tuttu. "Arı vız vız vız" şarkısı eşliğinde uyuyabildik. Tabii gece 100 kere kalkmış olduğumuzu söylemeye gerek duymuyorum. Ateşi olmasın da buna razıyız...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...