MİNİK ARI MERT

Slayt 1
MİNİK ARI MERT

5 Haziran 2012 Salı

MERT ÇİFTLİKTE


15 Nisan'da Mert'le birlikte Antakya'ya babaanne ziyaretine gitmiştik. Mert'in çok keyif aldığı bu geziyle ilgili yazma fırsatını bir türlü bulamamıştım. Şimdi yazıyorum...




Antakya, tam bir cennetti. Öncelikle babaannesinin evine çok yakın olan şehir parkında çok eğlendi. Park kocaman ve yemyeşil bir yer. 





İçine de birçok çocuk parkının yanı sıra küçük bir hayvanat bahçesi yapmışlar. Burada ceylanlardan maymunlara, ördeklerden tavus kuşlarına kadar pek çok hayvan var. 







Bizimki tabii yine en çok etraftaki kumru ve güvercinleri kovalamayı tercih etti. Ama ceylanlara yaprak yedirmeyi, maymunları seyretmeyi de ihmal etmedi. 






Ben de onun peşinde koşturmaktan yoruldum. Arada etraftaki havuzlara çam ağacı yaprakları atma çalışmaları yaptı da ancak o zaman biraz nefes alabildim.

Mert'in en çok keyif aldığı yer ise çiftlik oldu. Burada gördüklerini, aradan 2 ay geçmiş olmasına rağmen hala anlata anlata bitiremiyor. Hele tarlada gördüğü ve sonrasında babası ile ufak bir gezinti yaptığı traktör favorisi. Uzun süre balkondan tarlayı süren amcayı seyretti.

Çiftlikte 4 tane köpek vardı. Bunlardan 3'ü kocamandı. Biraz da havladıklarından bunlara çok yaklaşamadık ama uzaktan ekmek attık. Havlamalarını da "Mert bunlar seni çok sevdi, oynamak istiyorlar" diye açıklayınca bizimki köpeklerden kormaz oldu. Yavru köpeği de o kadar sevdi ki ayırmak pek kolay olmadı.



Mert'in her zaman favorisi kediler. Dünyanın en ilginç hayvanını da getirseniz kedilerden vazgeçmiyor. Bu ilgiden çiftlikteki kediler de nasibini aldı. Zavallılar peşlerinde koşan Mert yüzünden oldukça zor anlar yaşadı. Tabii ben de Mert kedilerin üstüne atlamasın, kediler de onu tırmalamasın diye yakın takipteydim. 


Gördüğümüz hayvanlar arasına bir de yeşil minik kurbağayı eklemek lazım. O da Mert'in ve de benim ilgimizi çekti. Tavuklar, hindiler, horozlar da Mert tarafından kovalandı. Onlar kaçtıkça bizimki kahkahalar atıyordu.

Komşu çiftlikte inekler de olduğunu duyunca "eh oğlumuz ineklerle tanışmaktan da geri kalmasın" dedik ve bu etkinliği de gerçekleştirdik. Mert inekleri de çok çok sevdi. Ama sanırım kokuya pek dayanamadı!
 
  
Keyif aldığımız duraklardan bir diğeri de Samandağı oldu. Buraya balık yemeye gittik. Uçsuz bucaksız kumsalda çocuklar doyasıya oynuyorlardı. Bizimki de önce Merve ablası ile "topun üzerine kum atmaca" oynadı (bunu da hiç unutmuyor, hala anlatıyır) sonra da bulduğu kendinden büyük bir arkadaşla futbol oynadı. Ama sonra orada babalarıyla uslu uslu oynayan iki çocuğun oyuncaklarını gasp etmeye çalışınca doğru eve dönüş yoluna geçtik.


Bir Antakya seyahatimiz işte böyle geçti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...